V Rising İnceleme

Tarihler 8 Kasım 2017’yi gösterdiğinde Stunlock Studios adındaki bir ekip Battlerite adında çevrimiçi odaklı bir PvP oyunu piyasaya sürmüştü. Battlerite çıktığı dönem büyük sükse yarattı ve oyuncu sayısını zamanla katlamayı başardı. Savaş sistemi, karakterler ve yeteneklerdeki çeşitlilik oyuncuları oyunda tutmayı başaran en büyük etkenlerdi. Öyle ki bir dönem Steam’in en çok oynanan ücretsiz oyunlarından biri olmayı da başarmıştı.

Oyuncuların en büyük talebi; bu mekaniklerin korunduğu, arkadaşlarıyla oynayabilecekleri bir çevrimiçi evrenin yaratılması yönündeydi. Nitekim Stunlock Studios birkaç senedir tam da böyle bir yapım üzerinde çalışıyordu ve geçtiğimiz günlerde V Rising erken erişim olarak çıkışını gerçekleştirdi. Biz de Stunlock Studios’un sağladığı kod sayesinde oyuna beta itibari ile erişme imkânı yakaladık ve sizler için inceledik. Tüm detaylarıyla V Rising inceleme yazımız yayında!

V Rising İnceleme

Geçtiğimiz hafta piyasaya sürülen V Rising birçok oyuncuda olduğu gibi bende de Valheim esintilerini hissettirdi. Hem tasarım anlayışı hem de oyun içi ilerleyiş mekanizmaları nispeten benzer türden bir oyunla karşılaşacağımızın ipuçlarını veriyordu. En başında V Rising’in bu denli popülerliğe ulaşabileceğini firma da beklemediğini belirtti ancak oyuncuların bu türe olan ilgisini Valheim’in çıkış sürecinden bildiğim için oyunun Beta sürecinde geçirdiğim yalnızca 2 saatin ardından “bu oyun cidden tutar” dediğimi hatırlıyorum.

İlginizi Çekebilir: Evil Dead: The Game İnceleme

Kısa bir giriş olarak özetlemek gerekirse V Rising, ister PvE ister PvP olarak oynayabileceğiniz craft odaklı bir hayatta kalma oyunu. Oyunun erken erişimde olduğunu ve bu incelemenin tamamen erken erişim kapsamında olduğunu belirtmem gerekiyor çünkü bu tip erken erişim oyunların tam sürüme geçişine kadar geçen süreçte oyun tamamı ile değişebiliyor.

Alacakaranlığa Vuran Kan Işığı

Esasında V Rising’in PvE ve PvP modları arasında çok bariz farklar yok. Bunun en temel farkı esasında modların isimlerinde yatıyor ancak incelemenin ilerleyen kısımlarında daha net olarak değineceğim, bu nedenle oyunun genel hatlarını PvE modu üzerinden özetleyeceğim.

Oyunun kendine has en önemli mekaniği vampir bir karakteri yönettiğimiz için oyundaki gece/gündüz döngüsünde gündüzleri ortaya çıkan güneş ışığından kaçınmak zorunda oluşumuz. Güneş ışığına maruz kaldığımız süre boyunca büyük oranda hasar yiyip ölebiliyoruz. Oyunun öğreticisi olmamasına rağmen türle hiç alakası olmayan oyuncular için bile oldukça sade ve yönlendirici bir başlangıç süreci var. Bu başlangıç süreci haritayı keşfetmeniz, craft sistemini öğrenmeniz ve kendi kalenizi inşa edeceğiniz ana dek size yol göstermeye devam ediyor. Oyun eşlik etmeyi bırakmasa bile bir noktadan sonra özgürlüğün iplerini eline alıyorsunuz ve dilerseniz uzun süreçli görevlere eşlik etmeyi tercih edebiliyorsunuz.

İlginizi Çekebilir: Ghostwire: Tokyo İnceleme

V Rising’in evreninde birbirinden farklı kan türleri var. Bunlar haritada yer yer karşınıza çıkan haydut kamplarındaki haydut kanları, ormanlarda sıklıkla karşılaşacağınız yaratıkların yaratık kanları, bazı kampların başlarındaki mini-boss diyebileceğimiz savaşçı kanları ve dahası. Bu kan türlerinin her birinin kendine has 5 farklı seviyede karakterinize sağladığı özel beceriler var. Bu becerileri kullanılabilir yetenekten ziyade pasif olarak saldırı hızınızı, hareket hızınızı vb. artıran yükseltmeler olarak düşünebilirsiniz. Bu 5 seviye kanın kalitesinin yüzdelik seviyesine göre dağılmış durumda. Her %20 daha fazla kan kalitesinde bir sonraki seviyeye ulaşabiliyorsunuz bu nedenle içtiğiniz kanın kalitesi oldukça önemli. Keza sahip olduğunuz kan miktarı bittiği sürece canınızı yenileyemiyor ve hatta canınızı kaybediyorsunuz. Bu yüzden zorlu ve bir o kadar stratejik seçimler V Rising evreninde sizleri bekliyor.

Haritanın Görkeminde Kaybolabilirsiniz

Oyunun haritası ortalama sunucu boyutlarının 40 ila 60 olduğu sunucular göz önüne alındığında gayet yeterli büyüklükte. Özellikle oyunun erken erişimde olmasına rağmen bu denli içeriği bir arada toplayabilmeleri ve oyuncuları oyunda tutabilmeleri takdire şayan. Haritada merak ettiğiniz veya görev nedeniyle gitmek istediğiniz yerlere işaret koyduğunuzda size yönü doğrudan tarif eden bir sistem yine işaretçi olarak mevcut ancak yer yer geçilemeyen bölgeler nedeniyle acaba “doğrudan bir navigasyon benzeri yol tarifi olsa ne olurmuş?” dediğiniz anlar da oluyor elbet.

Oyunun en temel mantığı, haritada kaleniz için uygun araziyi bulduktan sonra kalenin kalbini o araziye yerleştirmeniz ve kalenin duvarlarını örmeye başlamanızla devreye giriyor. Buradan sonra özgürlük tamamen sizin elinizde ancak yapmanız gerekenler elbette var. Bunların en başını Blood Altar çekiyor. Blood Altar yani Kan Sunağı, oyunda bulunan bossları sizler için seviyelerine göre sıralıyor ve bu bossların kanını takip etmenize yarıyor. Bu mekanik mutlaka benzer türde oyunlarda gördüğümüz bir şey ama size doğrudan bossun yerini söylemekten ziyade belli aralıklarla kanının ne yönden geldiğini göstermesi oldukça tatlı ve bir o kadar keyifli bir mekanik olmuş.

Bossların Yetenekleri Oynanışınızı Şekillendiriyor

Oyunun seviye sistemi tamamen gear yani teçhizatınızın seviyesine dayalı. Tıpkı kendi teçhizat seviyeniz gibi keseceğiniz bossların da teçhizat seviyesi mevcut. Bu seviyeleri Kan Sunağı’nda görebiliyorsunuz. Kestiğiniz her boss belli başlı kategorilerde sizlere yetenekler veriyor. Oyunda bulunan yeteneklerden yalnızca 2 tanesini kullanabiliyorsunuz ve bunun yanı sıra bir adet de ulti yeteneğiniz bulunuyor. Tabii bunların dışında kullandığınız kılıç, mızrak gibi saldırı teçhizatınızın da kendine has yeteneği mevcut.

Oyunda ilerledikçe karşılaştığınız bosslara karşı yapmanız gerekenler ve oynayış stiliniz ister istemez değişiyor ve bu da oyunu nispeten Souls benzeri bir yapıya büründürüyor. Kesmiş olduğunuz bosslar veya diğer düşman yaratıklarından düşürebileceğiniz teçhizatlardan ziyade sahip olduğunuz teçhizatları craftlayarak elde ediyorsunuz. Bu craft materyallerini oyunun uçsuz bucaksız açık dünyasından elde edebiliyorsunuz. İnşa noktasında eviniz için inşa edebileceğiniz gerek kozmetik gerekse kullanılabilir içerik anlamında birçok içerik mevcut ve bunlar ilerlemeniz açısından yer yer büyük önem taşıyor.

İlginizi Çekebilir: LEGO Star Wars: The Skywalker Saga İnceleme

Haritadaki hareket kabiliyeti noktasında oyunun ilk bossu olan Alfa Kurt’a dönüşerek daha hızlı hareket edebiliyor olsanız da bir süre sonra bulacağınız atlar sayesinde hızınızı bir miktar daha artırabiliyorsunuz. Oyun elbette tüm bossları bitirmeniz ve sahip olunabilecek en iyi teçhizatları craftlayıp sahip olduktan sonra PvE noktasında kısırlaşıyor ancak tüm bunlar söylemesi kadar elbette kolay değil.

Becerilerinizi Diğer Oyunculara Karşı Test Edin

PvE’yi genel hatlarıyla olabildiğince basite indirgeyerek özetledim. PvP ise incelemenin başında belirttiğim gibi büyük ölçüde PvE ile aynı yalnızca diğer oyuncularla savaşabildiğiniz bir mod olarak karşımıza çıkıyor. Oyunda inşa edilen kaleler yalnızca TNT ile patlatılabiliyor. PvP için geliştirici ekip 3-4 kişilik ekipler hâlinde oynanmasını önerse de 1-2 kişilik sunucular da mevcut. Temel amacınız PvE’deki öğrendiklerinizin yanı sıra diğer oyunculara karşı kalenizi savunmak veya uçsuz bucaksız V Rising haritasını kontrol altına almak olacak.

V Rising, 17 Mayıs tarihinde yalnızca PC platformunda çıkışını gerçekleştirdi. İlerleyen dönemde konsollara gelip gelmeyeceği belirsiz. Şu anda dil seçenekleri arasında Türkçe dil bulunmasa da gelecek dönemde geliştirici ekip Türkçe dil desteği için de kolları sıvayacağının sözünü verdi.

Özetlemek gerekirse Rust veya Valheim benzeri oyunları oynadıysanız ve craft mekaniklerinin yanı sıra hayatta kalma türüne ilgi duyuyorsanız V Rising size beklediğiniz her şeyi fazlasıyla vaat ediyor.

Oyun hakkındaki görüşlerinizi aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili Turuncu Levye takipçileri.