Marvel’s Guardians of the Galaxy İnceleme

Batman: Arkham Asylum yıllar önce beni dünyanın en iyi dedektifini çevreleyen irfanla sarhoş edecek noktaya getirmişti. Atmosfer olarak Arkham, Batman’in tuhaf ve ayrıntılı tarihini çok iyi yansıtıyordu. DC hayranları için Arkham serisi, referans niteliğindeki koleksiyon ve keşiflerin hazinesiydi diyebiliriz. Marvel’s Avengers geçen yıl piyasaya çıktığında da aynısı olmuştu. Evrene duyulan sevgim, Marvel’in derinliklerini anlamada benzer bir özlemin kıvılcımlanmasına yardımcı oldu. Peki ya Marvel’s Guardians of the Galaxy? Marvel’s Guardians of the Galaxy İnceleme yazımız yayında!

Marvel’s Guardians of the Galaxy İnceleme

Marvel’s Guardians of the Galaxy olağanüstü bir oyun! Daha da önemlisi, bir Marvel mülkünün yaratıcı, düşünceli bir yorumu olarak tanımlanabilir. Oynadıktan sonra, internet üzerinden bulabildiğim kadarıyla bu ragtag kahraman grubunu daha iyi tanıyabileceğim sayfalara dalmak için sabırsızlanıyorum. Evet, çizgi romanları okumaktan bahsediyorum… Dünyanın beyaz perdede süper kahramanlarla dolup taşmasına rağmen, oyunculara çizgi roman özelliklerine dayanan gerçekten eşsiz ve eğlenceli oyunlar ancak son on yılda lütfedildi.

İlginizi Çekebilir: Back 4 Blood İnceleme

Ama merak etmeyin. Şimdi, Guardians of the Galaxy ile oyuncular kendisini son derece popüler MCU markasından ayırabilen ve dayandığı zengin, resimli dünyayı sevgiyle dönüştürebilen mevcut en iyi çizgi roman oyunlarından birine sahip olabilir. Guardians of the Galaxy’nin üstesinden gelmesi gereken ilk engel, kendisini James Gunn’ın vizyonundan farklı kılmaktı. “Galaksinin Koruyucuları Vol. 1” ve “Vol. 2”, Guardians’ı ilgi odağı haline getiren ve solo “Avenger” öncesi filmlere çok ihtiyaç duyulan kişiliği enjekte eden inanılmaz filmlerdi. Guardians of the Galaxy, ilk ortaya çıkışında MCU’daki muadilinin kes-yapıştır versiyonu olarak alaya alınmıştı. Ancak, hiçbir şey gerçeklerden daha uzak olamaz.

Eidos-Montreal, kuşkusuz Gunn’ın bazı stilistik seçimlerini bir kenara koymak istememiş. Star-Lord, 1980’lerde Dünya’daki evinden koparılmış ve zamanın müziğine kafayı takmış halde. Rocket Raccoon’un saldırganlığı ve Drax the Destroyer’ın her şeyi kelimenin tam anlamıyla alma eğilimi gibi karakter özellikleri oyunda tam olarak yürürlükte. Ancak hikayenin yaklaşık 20 saatinden sonra, Chris Pratt veya Bradley Cooper’ı zar zor düşündüm. İki özelliği birbirinden uzaklaştırmakta zorluk çekecek bazı oyuncular olabileceğini düşünüyorum. Ancak, bu itibari kahramanlara ve seslendirme sanatçılarına çalışmak için yeterli malzeme verilmediği geçen yılki Avengers oyunundan daha az sorun oluşturacak nitelikte.

Star-Lord Olarak Liderlik Edin

Guardians of the Galaxy, şimdiye kadar yapılmış en konuşkan oyunlardan biri. Senaryonun kaç kelime ve sayfadan oluştuğunu gerçekten hayal edemiyorum. Bölüm 1’den finale kadar kadar Peter “Star-Lord” Quill, Drax, Gamora, Rocket ve Groot neredeyse hiç durmadan konuşuyorlar. Beş ana karakter arasındaki hızlı atışmalar amansız. Ve bu kelimenin olumsuz bir çağrışımı olsa da, onu doğru bir şekilde tanımlayacak başka bir kelime düşünemiyorum. Sohbetler; keşif, dövüş, it dalaşları ve ölüme meydan okuyan anlardan geçiyor.

Rocket çeviri yaparken, Gamora ve Drax kendi diyaloglarını kurarken Groot, ticari markası “I Am Groot”u söylerken, sözler oyuncunun kulaklarını dolduruyor. Karakterler konuşurken, hiçbir zaman amaçsız hissettirmemekteler. Her kelime, her aptal şaka veya kötü niyetli yorum, yazarların bu karakterleri daha fazla tanımlamak için kullandıkları açık net bir şekilde görülmekte. Guardians of the Galaxy’nin diyaloğunun ve kelime kullanımının arkasındaki güzelliği çabucak fark ettiğimde, ekrandaki eylemler, karakterlerin kafasında neler olup bittiği, birbirlerine söyledikleri arasındaki etkileşim beni büyüledi.

İlginizi Çekebilir: Crysis Remastered Trilogy İnceleme

Oyunun açılış bölümünde karakterler arası gözle görülür bir güvensizlik var çünkü Gamora sadece kısa bir süredir ekiple birlikte ve Gamora, Drax’in karısını ve çocuğunu öldüren Thanos’un evlatlık kızı olduğu için bu Drax’in gözünde onu da babası gibi biri olduğu düşüncesini ortaya koyuyor. Peter olarak oyuncular, Gamora’daki gerilimi dağıtma veya güvensizliği ifade etme şansına sahipler. Karakterler arasındaki etkileşim bir bakıma tamamen sizin elinizde. Oyun boyunca oyuncular, birkaç yanıt seçeneği ile konuşma veya sessiz kalma fırsatına sahip oluyorlar.

Bunlar, takımın geri kalanının nasıl tepki vereceğini göz önünde bulundurarak, Peter’ı oyuncunun istediği türden bir Star-Lord’a dönüştürmenin bir yolunu sunuyor. Ancak benzer bir mekanik kullanan birçok oyunun aksine, Guardians of the Galaxy, oyunculara bir diyalog yığınının sonunu duyma fırsatını nadiren veriyor. Konuşmalar, anlatı seçimine bağlı oyunlarda olduğu kadar dallanmasa da, Guardians of the Galaxy, oyuncuların hızlı tempolu diyalogun kadansını gözlemlemelerine ve kontrol etmelerine izin verme konusunda şaşırtıcı derecede etkili. Yan karakterlerin birçoğu, kişiliklerinin ne olduğunu asla sorgulayamayacağınız şekilde yazılmış ve sunulmuş.

Aile İçindeki Bağlar

İncelemede oyundaki diyaloglara bu kadar yoğun bir şekilde odaklanmam garip görünebilir, ancak Guardians of the Galaxy ile zamanımın en eşsiz öne çıkan detaylarından biri de buydu arkadaşlar. Guardians of the Galaxy, filmlerden uyarlanmak yerine çizgi romanlardaki olaylar düşünülerek ele alınmış. Thanos tüm evrenin yarısını yok etmiş gibi görünmüyor, Peter’ın babası bir gezegen değil, uzaylı bir varlık ve çevrede başka çizgi romanlarda yazılmış bir dizi karakterler var. Eidos-Montreal, üzerinde çalışabilecekler en doğru kaynağı tercih etmiş. Marvel panteonunda usta olan herhangi bir oyuncu, etrafa atılan isimlerin ve özel isimlerin bir kısmını veya tamamını tanıyacaktır diye düşünüyorum.

Fing Fang Foom’u kaç MCU sevdalısı biliyor? İşte… Gördüğüm an heyecandan elim ayağıma dolandı. Bu evrenin devasa boyutundan bağımsız olarak, ana hikaye çok kişisel hissettirdi. Muhafızların, Lady Hellbender adlı kısır bir kadına satma umuduyla bir canavarı avlamasıyla hikayemiz başlıyor. Ardından, Muhafızların Nova Corps olarak bilinen baskın polis gücüyle karşılaştığını ve Lady Hellbender’ın gezegeninden kaçışını, ürkütücü bir şekilde boş bir gemiyle karşılaşmalarını, gizemli kehanet mağaralarını ve daha fazlasını görüyoruz. Konumlar arasında ping-pong yapmak beni asla yormadı çünkü bölgeleri gezerken her seferinde farklı deneyimler elde ediyordum.

İlginizi Çekebilir: Marvel’s Avengers İnceleme

Muhafızların dinamiği ve uyumu çok iyi yedirilmiş. Her şey, oyuna kendi başına bir görünüm kazandıran güzel ayrıntılara sahip gezegenler ve fantastik karakter modelleriyle gerçekleştirilmiştir. Geliştirici stüdyonun oyunu yaparken eğlendiğine eminim. İşi sadece iş olarak görmediklerinin en büyük kanıtı Marvel’s Guardians of the Galaxy. Oyun boyunca, tıpkı gelişime açık insanlar gibi, karakterlerimizin kendilerinin farklı versiyonlarına nasıl dönüştüğünü izliyorsunuz. Mesela Drax, her şeyi kelimenin tam anlamıyla alan ve oldukça şiddetli görünen sert bir adamdan, derin duygular ve acılarla dolu bir yok ediciye dönüşüyor. Roket, karakterinin katmanlarını ortaya çıkarmaya başlayana kadar, görünüşte sebepsiz yere bir pislik olarak, genellikle kötü bir güç gibi davranıyor.

Milano’da Uzayda Süzülürken…

Guardians of the Galaxy’nin belirli bir noktasında, oyuncular anlatının duygusal travma üzerindeki yoğun vurgusunu fark edebilirler. Herhangi bir ortam için, bu, oyunlarda genellikle çok fazla zarafetle ele alınan ağır, ağır bir konudur. The Last of Us: Part 2, travmanın bir insanda bırakabileceği derin yaraları gösterdi gibi hissediyorum. Guardians of the Galaxy, bir karakterin görünüşte aşılmaz bir kayıpla yüzleşmeye başladığı şaşırtıcı derecede rahatsız edici, zor anları vurgulamaktan çekinmiyor.

Kayıpla başa çıkmak ve bunu kabul etmek, bireysel Koruyucuların başkalarıyla olan bağlarını güçlendirme ve bir aileye dönüşmelerinin temeli konusunda tereddüt etmelerine neden olan temel unsurdur. Size söyleyeyim, konuşan bir rakun ve ağaç insanı ile oyun oynamak ve bu trajik temaların bilinçaltınıza sızması şaşırtıcıydı. Gunn’ın Guardians versiyonu bunu iki saatlik bir çalışma süresinde başardı, oysa Eidos-Montreal karakterlerine kendilerini bu insanlara dönüştürmek için saatler veriyor. Buradaki derinliği siz düşünün artık…

Guardians of the Galaxy’deki seslendirmeler harika. Roket, MCU’daki muadiline oldukça benziyor ama burada, onunla onlarca saat geçiriyoruz ve bu süre boyunca oyuncuları güldürecek ve itaatsizliği ile onları çileden çıkaracak bir seslendirmeye sahip. Benim için özellikle çarpıcı olan anlardan biri, Gamora’nın arka planıyla ilgili ezici bir ayrıntıyı öğrendiğimizde oldu. Aktris, Gamora’nın sesindeki acıyı, gözyaşlarını tutarak ifade ediyor, sözleri giderek daha da keskinleşiyor, öfke çığlıkları ıstırap ve acıya dönüşürken sesi titriyor. Bazı oyuncular, artık popüler olan bu varlıkların görsel veya sesli yönü konusunda endişe duyabilir, ancak Eidos-Montreal bunları hayal edebileceğim kadar ustalıkla ele almış.

Gürültülü Bir Çalma Listesi!

Peter Quill, Guardians of the Galaxy’nin lideri ve Milano’nun kaptanı olduğu için –Roket’in itirazlarına rağmen– oyuncuların onu yalnızca çatışma içinde ve dışında kontrol etmesi mantıklı. Savaşta oyuncular, temel silahlarını kötülere ateş ederek etrafta koşturabilir ve Peter’ın roket botlarını kullanarak kaçınma ve ulaşılması zor yerlere erişmek için kullanabilir. Peter bir düşmana ne kadar yakınsa, o kadar fazla hasar verebiliyor. Peter olarak, oyuncuların akıllarında taktiksel bir anlayışla savaşmaları gerekiyor. Hikaye ilerlemesi veya kazanılan yetenek puanları yoluyla, Peter ve diğer Muhafızlar, kilidi açılan toplam dört beceriye sahip.

Söz konusu becerileri mücadele esnasında atanan tuşlar üzerinden kullanabilirsiniz. Muhafızların becerileri de keza aynı şekilde atanan tuşlar üzerinden kullanılmakta. Çeşitli düşman tipleri üzerinde en uygun Muhafızın hasar verici becerilerini kullanmak önemli. Açıkçası bu sistemi tanımlaması biraz garip ve savaşın nasıl çalıştığını öğrenirken biraz kaotik hissettiren bir sistem.

İlginizi Çekebilir: Life is Strange: True Colors İnceleme

Groot, yetenekleri düşmanları tutmaya veya bir grubu havaya uçurmaya odaklandığından, kitle kontrolü görevi görüyor. Drax, düşmanlara geçici olarak sersemleten ve daha fazla hasar için açık bırakan kullanışlı bir karakter. Gamora, bir suikastçı olarak, tekli veya çoklu hedeflerde kullanılabilen yüksek hasarlı saldırılara sahip. Roket ise, sendeleme, hasar ve kalabalık kontrolünün varyasyonları olarak hizmet eden el bombalarını fırlatabiliyor.

Peter’ın silahları temel saldırıları kullanacak şekilde yükseltmeye açık. Buz, düşmanları dondurabilirken, yıldırım yakındaki düşmanlara zincirleme hasar verebiliyor. Bazı düşmanların açığa çıkması gereken temel zayıflıkları var, kalkanlarını hızla yok ederek sağlık havuzlarına anında zarar vermek büyük önem taşıyor. Oyuncuların kendilerine aşırı güven duyabilecekleri ve istedikleri saldırıları spam olarak gönderebilecekleri zamanlar da yer yer var. Her iki durumda da, savaş karşılaşmaları asla aşırı uzun sürmemekte. En uzunları yaklaşık dört veya beş dakika sürebiliyor.

Jet Botları Ateşleyin!

Oyuncular tüm becerileri edindiğinde ve Peter’ın ekipmanını tamamen yükselttiğinde, oyunun sonuna doğru bir tekrarlama ve azalan getiri hissi tam güçle gelebilir. Savaş arenaları ayrıca Peter’ın Muhafızları hedef alabileceği etkileşimli parçalar da sunuyor. Mesela Gamora ağır vinçleri keserken ve Groot köklerini bir Dünya parçasına doğru iterken Drax patlayıcı varilleri veya büyük kayaları düşmanlara fırlatabilmekte. Peter’ın zorlu arazide gezinmek, elektrik akışını yönlendirmek veya bir şelalenin Roket’i ıslatmasını engellemek için yoldaşlarını kullanmasını sağlayan çevresel bulmacalar da var.

Asla aşırı zorlayıcı hissettirmeyen bu küçük bulmacalar oyuncuya nefes aldırmak amacıyla oyuna katılmış. En iyi kısım? Oyunun müzikleri! Oyunun çalma listesindeki inanılmaz retro şarkılardan birini savaş sırasında çalabilirsiniz. Rick Astley’den “Asla Senden Vazgeçmeyeceğim” veya Wham’dan “Gitmeden Önce Beni Uyandır” sözlerini mücadele esnasında duymak! etrafta uçarken ve canavarları patlatırken eşsiz bir deneyim sunuyor. Müzikler bir MCU bestecisini kıskandıracak eşit derecede akılda kalıcı temalar sağlıyor.

İlginizi Çekebilir: Aragami 2 İnceleme

Guardians of the Galaxy’de deneyimimden tamamen uzaklaştırmayan ancak birkaç şekilde renklendiren bir dizi görsel ve oyun hatasıyla karşılaştım. Birkaç kez bir kontrol noktasını yeniden başlatmak zorunda kaldım. Bir keresinde de Drax ortadan kayboldu ve bu yüzden bölümde ilerleyemedim. Başka bir zaman, bir düşman ya bir yere sıkıştı ya da hiç ortaya çıkmadı ve beni içinden çıkamadığım bir savaş dizisinde sıkışıp bıraktı. Guardians of the Galaxy, bu küçük sorunlara rağmen, bir çizgi roman serisine dayanan en iyi video oyunlarından biri olarak bizleri selamladı.

Marvel’s Spider-Man, arkadaş canlısı mahalle örümceğinin aksiyonunu ve dramasını hayata geçiren iyi bir çizgi roman oyunuydu ama bu… Bu inanılmaz bir oyun!

Karar? Kader? Keder? NE!

Bence Guardians of the Galaxy en iyi çizgi roman oyunu olabilir. Her yeni bölüm, heyecan verici bir an ya da yeni bir gezegene geçiş ya da yeni bir tehdit sunarken, her zaman o çekirdek, komik kibirini koruyor. Tüm diyaloglar ve görseller oyuncuyu doyuracak nitelikte. GotG, 2021’de Yılın Oyunu için güçlü bir aday. Oyun sürekli olarak Marvel formülünü yaratıcı kullanımıyla harmanlanıyor. Eidos-Montreal, Muhafızlar için Marvel Sinematik Evrenine bağlı olmayan ve kendi başına ayakta durabilen bir vizyon yaratarak imkansızı başardı.

Zengin diyaloglar, karakterler ve kişilik odaklı bir hikayeye sahip olan oyuncular, Star-Lord olarak kendi yollarını çizebilecek ve evrendeki ragtag zalimler grubuna liderlik edebilecekler. Guardians of the Galaxy, çizgi romanlara dayalı oyunlar için yeni bir standart belirledi ve gelecekte rekabet olsa da bu oyun, türün yeni zirvelere gelebileceğini kanıtlıyor. Peki siz Marvel’s Guardians of the Galaxy inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Düşüncelerinizi aşağıda yer alan yorumlar sekmesinden bizlerle paylaşmayı unutmayın.