Life is Strange: True Colors İnceleme

Bir duygudan daha fazlası.

Life is Strange bugüne kadar sadece insanlara odaklı değil, kendi oluşturduğu ekosistemi de en iyi şekilde ele alan bir video oyunu serisi olarak karşımıza çıktı. Bununla birlikte, serinin en yeni üyesi True Colors seriyi yeni bir noktaya taşıyor. Yapım, video oyunu anlatılarının temel unsuru olarak, somutlaşmış empatinin olgun, nüanslı bir keşfine bizleri davet ediyor. Life is Strange: True Colors inceleme yazımız ile karşınızdayız.


İlginizi Çekebilir: Aragami 2 İnceleme


10 Eylül’de piyasaya sürülen serinin üçüncü oyunu, 21 yaşındaki Alex Chen’in hikayesinin tüm bölümlerini aynı anda oynamanıza izin vererek, bölümsel sürüm formatından vazgeçiyor. Koruyucu aile sisteminde yıllarca hayatta kaldıktan sonra, çocuk bakımevine gönderilmesiyle bağlantısını kaybettiği ağabeyi ile yeniden bir araya gelmek için Colorado, pastoral Haven Springs’e gelir Alex. Ancak geldikten kısa bir süre sonra, erkek kardeşi Gabe ölür ve Alex kendini, küçük kasabayı on yıllardır rahatsız eden kurumsal yolsuzluğu ortaya çıkarmak zorunda olduğu Erin Brockovich tipi bir duruma atılmış bulur.

Life is Strange: True Colors İnceleme

Her Life is Strange oyunu gibi, Alex’in de bir süper gücü var ancak bu MCU türünden bir güç değil. Alex’in güçleri daha çok karakterin yaşadığı deneyimler için bir hikaye anlatım aracı veya genişletilmiş metafor olarak hizmet ediyor diyebiliriz. İlk Life if Strange’de, retro takıntılı Max, ahlaki seçimlerinizin hikayeyi etkilediği geleneksel anlatı oyunlarının mekaniğine ilginç yeni katmanlar ekleyerek zamanı geri alabiliyordu. Life is Strange 2’de ise telekinezi özelliği ele alınıyordu. Serideki en sıradan süper kahraman yeteneği… Ancak oyuncunun tüm en güçlü güçleri aldığı diğer tüm oyunlardan farklı olarak, burada nesneleri zihniyle hareket ettirebilen küçük kardeşimizdi.

True Colors’da Alex’in süper gücüyse empati. Tıpkı insanların renkli auralarından yayılan güçlü duygusal durumlara girmesine izin veren aşırı duyarlı bir titreşim kontrol dedektörü gibi. Öfkelerinin, üzüntülerinin, korkularının, suçluluklarının vb. arkasında ne olduğu hakkında bize iç düşüncelerini gösteren nesneler aracılığıyla daha fazla bilgi edinebiliyoruz. Mesela oyunun ilk saatlerinde yerel meyhanede herkesin en sevdiği garson olmak için süper güçlerimizden yararlanıyor ve stresli bir öğrencinin müzik kutusundan hangi şarkıyı çalmasını istediğini tam olarak sezip bu dileğini yerine getiriyorduk. Verdiğim bu örnek gibi oyun içinde yapabileceğiniz daha birçok alternatif yollar mevcut.

Şeytanlar ve Zihinsel Mücadeleler

Karakterlerin içselliğini keşfetmek için harika bir güç! AMA… Alex gücünü kontrol etmeyi öğrendikçe, yeteneği diğer kişilerin gördüklerini de tam anlamıyla görmeye evriliyor. Küçük bir çocuğu korkutan çizgi roman tarzı hayali canavar veya Alzheimer’den muzdarip birinin korkunç sisli, bozulan hafıza sarayı gibi, karşılaştıkları kişisel şeytanlar veya zihinsel mücadeleler ne olursa olsun yüzleşmelerine yardımcı olmak için tüm bu zorluklara göğüs germesi gerekmekte. Empati her zaman bir armağan olarak değerlendirilmemelidir. Dürüst olacağım. Life is Strange: True Colors’da empatinin süper gücümüz olacağını ilk duyduğumda gözlerimi devirmiştim.

Seriyi seviyorum, ama bu seçimin seriyi geriye çekeceği düşüncesindeydim. Alex’in eşcinsel, baba sorunları ya da her neyse duygularını kontrol edemeyen, sorunlu genç kız karakterinin klişesine indirgenebileceğinden endişeleniyordum. True Colors’ın LGBTQ dostu olarak pazarlanması bu endişeyi daha da artırdı. (Bu arada Alex’i bi ya da lezbiyen yerine hetero olarak oynayabilirsiniz.) Neyse ki True Colors, “empati oyunu” olarak adlandırabileceğimiz gerçek bir deneyim sunmak için tüm bu kısımları es geçmeyi tercih etmiş. Çünkü her şeyden önce: Bu, oyunculara empati aşılamakla ilgili bir oyun değil.

Daha ziyade, bir genç kızın sadece onun gücünden yararlanarak değil, aynı zamanda sınırlamaları için sınırlar belirleyerek bir empati ile nasıl baş etmeyi öğrendiğinin bir keşfi… True Colors, kontrol edilmediği takdirde kendine zarar verme, kendini sabote etme ve hatta başkalarını manipüle etmeye dönüşebilecek aşırı empatinin maliyetlerini tasvir etmekte oldukça başarılı bir iş çıkarmış. Gabe’in trajik kaybı Haven Springs’e yansıdığında, sonunda bu kaçınma kalıbından nasıl kurtulacağını öğrenmesi gerekir Alex’in.

Geri çekilmek yerine Alex, Gabe’in ortak çocukluk travmalarından iyileşme yolculuğuna, kederin dağınık, çelişkili duygularının zorluğuyla yüzleşerek devam etmeye çalışıyor – sadece kendi içinde değil, onu en çok seven insanların da psikolojik çöküntülerini üstleniyor Alex. Alex’in başkalarına yardım etme girişimlerinde yapabileceği en iyi şey, elini uzatmaya cesaret etmek ve bazen kaçınılmaz olarak başarısız olmaktır. Daha incelikli empati tasvirine benzer şekilde, True Colors, birkaç video oyununda olduğu gibi duygusal olarak dürüst ve karakterlerinin, genellikle itiraf etmekten çok utandığımız kederin en çirkin kısımlarını hissetmelerine izin veriyor.

Yüksek Kalitede Colorado Otunun Kokusu

True Colors, karakterlerin iç dünyalarını keşfetmek için bedenlenmiş empatiyi kullanmanın yanı sıra, bizi bir yer duygusuna yerleştirmek için video oyunlarının diğer benzersiz gücünden de yararlanıyor. Haven Springs, görsel olarak dokunsal ve ses açısından canlı olan güzel bir küçük kasaba ortamı. Demek istediğim, yerel dispanseri ziyaret ederken pratik olarak o yüksek kaliteli Colorado otunun kokusunu alabiliyorsunuz. Alex için bir yuva, ev çok önemli. Ev, bir evin duvarları veya geldiğiniz yer değildir.

Yuva, Haven Springs’in uzun, eski köknar ağaçlarından biri gibi kök salmanıza izin veren ilişkiler ve anılar aracılığıyla diğer insanlarla kurduğunuz bir şeydir. Rıhtımda, plak dükkânında ya da yerel tavernanın üstündeki apartmanda kasaba halkıyla paylaştığım sessiz anlar bir yuvanın temellerini attığınızı size hissettiriyor. Serinin yaratıcıları Dontnod Entertainment ve True Colors baş geliştiricisi Deck Nine’ın takdirine bağlı olarak, seri her yeni oyunuyla daha iyi bir noktaya evriliyor. Life is Strange: True Colors gibi bir oyunun varlığından memnunum.

Küresel bir pandeminin süregelen toplu kederiyle boğuşmaya devam ederken, yalnızca kaybın değil, aynı zamanda her zaman çok fazla hissetmenin de acımasız gerçekliğini yansıtan sanata, eserlere ihtiyacımız var. Belki, sadece belki, Alex’ten bir köyün ortak travmalardan kurtulmasının gerçekten nasıl olduğu hakkında bir iki şey öğrenebiliriz sevgili Turuncu Levye takipçileri. Peki siz Life is Strange: True Colors inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunu deneyimleme şansına erişebildiniz mi?

Düşüncelerinizi aşağıda yer alan yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın.

İnceleme

Life is Strange: True Colors

9 Puan

Küçük kasaba gizemine ve genç yetişkin dramasına güzel bir dönüş.

ARTILAR

  • Diğer LIS Oyunlarına Nazaran True Colors Grafiksel Açıdan Çağ Atlamış
  • Son Derece Sempatik Karakter Dizaynları
  • Hikaye Derinliği
  • Seslendirmeler ve Müzikler Harika

EKSİLER

  • Performans Sorunları

Editörün Puanı

  • Editörün Puanı 9

Life is Strange: True Colors Fiyatı

En uygun fiyat için pek çok siteden bilgi alıyoruz..

En Uygun Fiyat

₺369
Exit mobile version