GTA denilince aklınıza ilk ne geliyor?
Araba çalıp, adam vurduğunuz bir oyun mu? Kocaman bir dünyada gezmek mi? Yoksa GTA Vice City’de para karşılığı ticaret hayatına arabanızda devam eden kadınlar mı?
Bu soruya kendim cevap verecek olsam; “GTA 4’ten öncesi” ve “GTA 4’ten sonrası” olarak seriyi ikiye ayırmam gerekir. Aslında GTA 4’ten sonra GTA markası adına sadece Episode From Liberty City adı altında iki DLC çıktı. Ancak gene de seri GTA 4 ile beraber kendi içinde çok farklı bir yola saptı.
Bu bir takım oyuncuları üzdü, bir takım oyuncularıysa sevindirdi. Hatta GTA serisini sevenleri, “San Andreas’çılar” ve “GTA 4’çüler” olarak ikiye bile ayırabiliriz. İşte pek çokları için olduğu gibi benim için de GTA 5 adına asıl soru burada başlıyordu: Rockstar, GTA 5’te dördüncü oyunla San Andreas’ın bir karışımını mı ortaya çıkaracaktı, yoksa ikisinden birinin tarzına ağırlık vererek yoluna devam mı edecekti?
Nitekim merak ettiğim bu sorunun cevabını da sonunda aldım. Peki bu cevap beni tatmin etti mi, etmedi mi… Gelin detaylarıyla beraber birlikte bakalım.
GTA 5 İnceleme: 3 karakter, tek bir hikaye, mi?
GTA 5 ilk duyurulduğunda herkes ana karakterin kim olacağını konuşuyordu. Bir kısım kesim, orta yaşlı bir aile babasını oynayacağız derken, bir diğer kesim Latin bir adamı oynayacağımızı iddia ediyordu. Hatta CJ ve -Vice City’den hatırlayacağımız- Tommy’nin bile adı bu dedikoduların arasında geçmişti.
Sonuç olarak tahminler kısmen doğru çıktı. Kısmen diyorum çünkü kimse böyle bir şeyin çıkacağını düşünememişti. Rockstar, GTA 5’te bir değil, iki değil, tam üç ana karakteri aynı anda yöneteceğimizi açıkladı ve böylece GTA 5’in seri adına getireceği en büyük yeniliği oyunculara duyurmuş oldu.
Kimdir, neyin nesidir bu karakterler, bu zamana kadar az çok duymuşsunuzdur zaten. Fakat gözden kaçıranlar için bu karakterlere tekrar bir bakış atalım, üstelik oyundaki rolleriyle beraber. Hem inceleme yazısını da bir ısınma yapmış oluruz. (Evet, daha başlamadık.)
(Unutmadan oyunun yorumlu oynanış videosunu GTA 5 Tam Çözüm isimli sayfamızda görebilirsiniz.)
Franklin
Oyundaki siyahi karakterimiz. Kendisi araba çalma işlerine odaklanmış, köşeyi hızlı yoldan dönmeye çalışan çeteden bozma biri. Oyundaki en net adamlardan bir tanesi. Bir şey hoşuna gitmediği zaman belirtmekten çekinmeyen, vefalı, doğrucu (bir hırsız ne kadar doğrucu olabilirse artık) ve kesin tavırlı bir karakter.
Göreceğiniz üç karakter arasında en düzgün adamın Franklin olduğunu söylemem gerek. Tabii bu onu daha az sevmenize de yol açabilir. Orası sizin takdirinize kalmış.
Hikayesi bir yana kendisinin uzmanlık alanı arabalar. Haliyle araba çalarken ve sürerken oldukça kullanışlı bir karakter. Özel yeteneği, araba kullanma anında ağır çekime girebilmesi. Özellikle trafik olduğu yerlerde veya keskin virajlarda bu yeteneği hayat kurtarır cinsten.
Michael
Orta yaşlı, eski bir banka soyguncusu olan Michael, berbat bir aile hayatının içinde. Karısıyla arasının kötü olması bir yana, oğlu ve kızıyla da iletişim problemleri had safhada. Zaten oyunun ilk aşamalarında Michael’in aile problemleri sayesinde bol bol eğlenceli görevlere çıkacaksınız.
Michael’in bu aile problemlerinin belki de en büyük sebebi yerli yersiz ortaya çıkan öfkesi. Kendini dizginlemeye çalışsa da öfke kontrolünde sıkıntıları olan bir karakter.
Kendisinin bir zamanların efsanevi hırsızlarından biri olduğunu bilmek, karakterin ailesiyle olan çaresiz diyaloğuna daha da acıklı bakmanıza yol açıyor.
Öfkesi, lafını esirgememesi, ona buna atar yapması, fakat bunları rağmen nerede duracağını bilmesi Michael’i özel kılan karakter detaylarından. Oynanış esnasında size en büyük artısı da gizli gitme yeteneği ve silah kullanırken ağır çekime girebilmesi. Fakat ağır çekime girdiğiniz anda sadece düşmanlar değil, Michael da ağırlaşıyor. O yüzden buradaki dinamiği bir ‘Max Payne ağır çekimi’ olarak algılamayın.
Trevor
Michael’ın karakter detaylarını tanımlarken kullandığım kelimeleri alın, içinden “nerede duracağını bilmesi” kalıbını çıkartın. Çıkarttınız mı? Şimdi kalan tanımlama kalıplarını üçle, hatta 10 ile çarpın. İşte karşınızda Trevor! Kendisi tam anlamıyla bir çatlak. Michael’ın eski ortaklarından.
Bir anda sinirlenmek kelimesi Trevor için oldukça hafif kalır. Zaten Michael ile Trevor yan yana geldiğinde Michael, bir melek gibi kalıyor. (Zaten Michael’ın kendisi de oyun içinde aynen bu cümleyi kullanıyor.) Bir uyuşturucu imparatorluğu kurma hayalinde olan Trevor, bu amacı doğrultusunda elinden gelen her şeyi (ama her şeyi) yapmaya oldukça hazır.
Sırt Trevor’ın kontrolsüzlüğü bile sizi oldukça farklı durumların içine sokuyor. Fakat tüm bu saydığım eksik özelliklerine rağmen, “delikanlı” olarak tasvir edebileceğimiz bir yanı da var bu psikopatın. Aile ve arkadaşlık değerleri Trevor için oldukça önemli. Bunu belki size her zaman hissettirmiyor olabilir ama hissettirdiği zaman, “alem kendini bozmuş Trevor, bakma sen bunlara” diyesiniz geliyor.
Kendisinin en büyük özelliği öfkesinden gelen gücü. Bir anda Superman edasına girerek önüne geleni tek vuruşta indirebiliyor. Ayrıca hava araçları kullanma konusunda da profesyonel anlamda oldukça eğitimli biri.
Sanırsam karakterleri gerektiği kadar anlattım. İşte GTA 5 deneyimi boyunca haşır neşir olacağımız tipler bunlar. Üç karakter de GTA serisinden alışık olacağınız üzere birbirinden renkli simalar. Fakat burada korktuğum bir konunun başıma geldiğini belirtmem gerek.
CJ ve Niko karakter olarak çok rahat bağ kurabildiğim karakterlerdi. Bunun sebebi, tüm vaktimi onlarla geçirmem de olabilir, bilemiyorum. Ancak GTA 5’te üçe bölünen bu karakter skalası, tüm karakterle aynı bağı kurmanız konusunda size güçlük çıkarıyor. Hepsine hızlı bir şekilde alışamıyorsunuz.
Hatta bazılarınız, bazı karakterlere hiç alışamayabilir. Çünkü hepsi birbirinden farklı kişilikte. Benim en favori karakterim Michael’dı. Kendisinin karakterini daha gerçekçi ve dengeli buldum. Franklin daha düz bir karakterken, Trevor, çok daha uçarı bir karakter.
Dediğim gibi tüm karakterleri sevdim, hepsi benim canım ciğerim. Fakat hiçbiriyle Niko ile kurduğum bağı kuramadım. Ama burada sadece karakterlere suç atmak da hata olur. Bunun sebebi biraz da oyunun senaryosu. Fakat oraya sonra girelim. Önce anlatmak istediğim, daha giriş seviyesi konular var.
GTA 5 İnceleme: Yok öyle hemen tabanca, önce 3-5 görev yap!
Rockstar’ın açık dünya oyunlarında genel olarak bir ağırdan alma durumu söz konusudur. Karakterleri ve dünyayı size tanıtmak adına size hemen hızlı bir araba vermez, elinize bir makineli tüfek tutuşturmaz. Önce efendi gibi dandik aracımıza (ya da atımıza) bineriz, gider paşa paşa basit işlerin peşinden koştururuz. Ama sonrasında istemediğiniz kadar araç, istemediğiniz kadar silah emrimize amade olur.
Rockstar’ın bugüne kadar izlediği bu tutumu eleştirmek bir yana, oldukça beğenmişimdir. Bizi bu sayede hikayeye, ortama ve karaktere ısındırır. Fakat bu tutumun tekrar oynanabilirliğe de bir balta vurduğu gerçek. Sebebin bu olduğunu sanmasam da GTA 5 bu açıdan Rockstar’ın önceki açık dünya oyunlarına benzemiyor. Oyunun en başından hızlı bir giriş yapan Rockstar, araba, silah ne isterseniz fazlasıyla size temin ediyor.
Tabii işin ucunda 3 karakter ve anlatılacak 3 hikaye olacağını düşününce ağırdan alma işi oyunu fazlasıyla lastik kıvamına sokabilirdi. Bu açıdan Rockstar’ın bu tutumu, GTA 5’e hızlı girmenize yarıyor. Ama yeterince ısınma turu olmadığı için bağlılık konusunda sizi zayıflatıyor. Belki hemen elimize silahı alıyoruz ama kalbimizi kolay kaptıramıyoruz.
Üstelik bu konuya paralel olarak GTA 5’e bir başka naçizane eleştirim daha olacak.
GTA serisi GTA 4’e kadar, oyun içi görevlerin dizaynına ve kurgusuna birinci planda önem veren bir seri olmadı. Fakat dördüncü oyunla beraber bu olay değişti ve görevlerin örgüsünden, bölüm tasarımına kadar ince bir işçilik çıkarıldı. Aynı işçilik Red Dead Redemption’da gelişmeye devam etti. “Ve GTA 5’te zirve yaptı!” Demek isterdim ama maalesef GTA 5’te bana kalırsa Rockstar bu konuda bir milim gerilemiş.
Karakterlerin araç kullanmadaki özelliklerini ön plana çıkarmak istemesinden dolayı gene eksiden kalma gereksiz görevler sinir bozmaya devam ediyor. Sizi bilmiyorum ama ben bir görev içerisinde anlamsızca helikopter kullanılmasını anlayamıyorum.
Helikopter kullanmak isteyen, görev dışında gider istediği gibi helikopterini kullanır. Yani illa helikopter kullanabiliyoruz diye bunu görev içine ‘oldukça uzun’ bir şekilde koyarak sinir bozmanın anlamı yok. Neyse ki bu görevler çok sayıda değil de GTA 5’i bir anda gözümden düşürmedi. Fakat görev konusuyla ilgili söyleyeceklerim daha bitmedi.
Oyun çıkmadan önce GTA 5’i takip ettiyseniz görev bazında ana konunun banka soygunu olacağını duymuşsunuzdur. GTA 4’ün en sevilen görevlerinden birinin banka soygunu olduğunu düşününce, insanlar GTA 5 için ekstra bir heyecan duyuyor. Eğer siz de bu hevesle oyuna başlayacaklardansanız önce sakin olun ve derin bir nefes alın. Öyle banka soygunu yapmak kolay değil. Beklemeniz gerekiyor.
Hem de uzun bir süre. Yeterince bekledikten sonra bir de bakıyorsunuz ki banka soymak oyunda ufak bir yer işgal ediyor. Ama bu az sayıdaki banka soygunu görevlerinden de tatmin olarak ayrılıyorsunuz. Soygundan önce adam kiralamak, taktiğinizi belirlemek gibi minimal seçimler yapabilmeniz, ufak çapta bir Oceans 11 tadı almanızı sağlıyor. Üstelik bu seçimlere göre gelişen diyaloglar ve olaylar da işin tuzu biberi oluyor. Fakat sonuç olarak GTA 5 iddia edildiği gibi banka soymak üzerine kurulu bir oyun değil.
Şahsen bu o kadar da kötü bir durum değil. Koskaca GTA’yı bir banka soygunu oyununa çevirmek çok da mantıklı bir iş olmazdı zaten. Ama banka soymak yerine yaptığımız görevlerin de en az soygun görevleri kadar kaliteli olması gerekir ki, “Hadi, nerede benim banka soygunu görevlerim?” diye serzenişte bulunmayalım. Özellikle oyunun yarısına kadar banka soygunu kalitesindeki görevleri oldukça aradım. Fakat ilerleyen aşamalarda ortaya çıkan farklı tattaki görevleriyle GTA 5 bu açığı kapatmayı fazlasıyla başardı.
Kıssadan hisse, ana görev kalitesi konusunda GTA 4’ten bir adım geri, San Andreas’ten ileri bir oyun GTA 5. Ancak biliyorum ki GTA’yı görev tasarımı ve kurgusu için oynayan oyuncuların sayısı kadar (hatta daha fazlası kadar) açık dünyada yapabilecekleri için oynayan oyuncular da var. O zaman yönümüzü GTA 5’in dünyasına, yani Los Santos’a çevirelim.
GTA 5 İnceleme: Los Santos’a Hoş Geldiniz
GTA 5’in oyun alanı Los Santos aslında San Andreas’ın bir parçası. Hatta GTA San Andreas oyununa göre hesaplayacak olursak üçte biri. Fakat bu haritanın küçük olduğu izlenimini uyandırmasın. Rockstar, San Andreas’ın içinden Los Santos’u çıkarmış ve oldukça geniş ve detaylı bir şekilde bizlere sunmuş.
Sosyetik mimarisi, gece hayatı, çeteleşen yerleri ve uçsuz bucaksız çölleşmiş arazileriyle Los Santos oldukça büyük bir yer. Üstelik burada yapabilecekleriniz de şehrin kendisi kadar detaylı ve hoş. Görev tasarımlarında geriye giden Rockstar, iş açık dünyaya gelince GTA 4’ü sollayarak San Andreas severlere selamını gönderiyor.
Golf, tenis, yoga, atış poligonu, avcılık, deniz yarışı, araba yarışı, paraşütle atlama, uçuş okulu, sinema, striptiz kulübü, lunapark ve daha sayamadığım bir çok şey yapabileceğiniz ve gidebileceğiniz aktivitelerin arasında yer alıyor. Üstelik sadece “hadi bu da olsun” diye konulmuş bir şekilde değil, bu aktivitelerin çoğu, kendi alanında “bir numara benim” diyecek oyunlardan daha özenli ve kaliteli.
Ayrıca bunlarla beraber rastgele bir dükkana girip orayı soyabilmek gibi hırsızlık mesleğini benimsemiş karakterlerimize uygun aktiviteler de oyunda yer ediyor. Tabii sadece bu kadar da değil. Üst baş alabilmek, saç sakal kestirebilmek, araç modifiye etmek gibi detaylar da San Andreas kadar olmasa da zenginlik açısından geri dönmüş durumda.
Yan görevleri de unutmamak gerek. GTA 5 yan görev açısından oldukça zengin bir oyun. Ağırlıklı olarak şehrin delilerinden alacağınız yan görevlerde gene birbirinden ilginç tiplerle karşılaşacaksınız. (Gerçekten deliler!) Özellikle Trevor ile ünlülerin evini soyduğunuz görev serisi, hayatımda gördüğüm en garip ihtiyar karı-koca ile tanışmamı sağladı.
Hatta yan görevler bazen o kadar uçmaya başlıyor ki bir an Saints Row oynadığınızı düşünebilirsiniz. Şahsen GTA gerçekçiliğini seven biri olarak hoşuma gitmeyen yan görevler de oldu. Fakat işin eğlence kısmını baz alıyorsanız bu uçuk görevlerden de keyif alacaksınız.
Yan görevlerin bir özelliği ve güzelliği de, her karakterin kendine has yan görevi olmasında yatıyor. Karakterlerin daha iyi yansıtılması adına doğru ve yerinde bir tercih olmuş. Hep beraberken her karakteri anlayamadığınız zamanlarda, bu bireysel yan görevler, karakter ile olan tanışıklığınızı güçlendiriyor.
“Üç karakter, bir görev…”
Aslında görev bazında anlatılacak daha çok şey var. Fakat son olarak üçlü görevleri özetleyip, bu görev konusunu tamamen kapatmak ve GTA dünyasının detaylarına geri dönmek istiyorum. (Ama önce şu mevzu bitsin.)
Üç karakteri aynı anda yönetip, belli istisnalar dışında, istediğimiz an istediğimiz karaktere geçiş yapabiliyoruz. Bu arada geçiş ekranı belki çok rahatsız edici değil ama Rockstar’ın oynanış videolarında gösterdiği kadar hızlı olmadığı da ortada. Neyse efendim, istediğimiz anda istediğimiz karaktere geçebildiğimiz oyunda, görev akışı çok da öyle ilerlemiyor.
Zaten genel olarak üç karakter ile aynı anda bulunduğumuz görev sayısı az. Bazen bu üçlüden sadece ikisi oluyor. Bazen ise tek başınıza oluyorsunuz. Tabii oyunda senaryo anlamında ilerledikçe genel olarak toplu göreve gitmeye başlıyorsunuz ama o noktaya gelmek bir hayli uzun sürüyor.
Bu noktayı geçtiğimizi ve üç karakter ile göreve çıktığımızı düşünelim. İşte burada merak edilen olaylardan biri daha ortaya çıkıyor: İstediğimiz karakterle, bulunduğumuz görevi, istediğimiz şekilde oynayabiliyor muyuz?
Bu soruya hem evet, hem de hayır cevabını verebiliyorum. Çünkü oyun, görev esnasında size belli bir karakteri yönetmek konusunda dayatma yapıyor. Bazen bir durumu tetiklemek için spesifiik bir karakteri kontrol etmek gerekiyor. Mesela bir görev içinde bir an geliyor ve o anda gözlem yaparak destek vermesi gereken Franklin’i kesinlikle kontrol etmeniz gerekiyor.
Eğer etmezseniz oyun o anda akamayacak noktaya geliyor. Fakat bunlar görev içinde genelde ufak kısımlarda gerçekleşiyor. Yoğun olarak aksiyonun yaşandığı anlarda ister Trevor ile helikopterden destek verir, ister Michael ile birebir çatışmaya girer, isterseniz de Franklin ile sniper’cılık oynarsınız. Yani seçim yapmakta özgürsünüz. Belki Rockstar her an size o özgürlüğü tanımıyor ama görev anında bu sizi hiç rahatsız etmiyor. Yani Rockstar burada vadettiği durumu kıl payı kurtarıyor diyebiliriz.
GTA 5 İnceleme Detaylar
O kadar çok görevlerden ve üçlü oynanıştan bahsettim ki GTA 5’in manyaklık seviyesinde detaylarına adam akıllı inemedim. Oyunun içerisinde internete girebilmek, internet üzerinden Rockstar’ın kendisiyle dalga geçtiği anketlere katılabilmek, facebook benzeri arkadaşlık sitesine bakabilmek gibi sürüsüne bereket, ilk 20 saatinizde belki de bir çoğunu kaçıracağınız detay fışkırması (başka tanımlama bulamadım) GTA 5’te de sürüyor. Belki anlatacağım ufak bir örnek oyundaki detaylara verilen önemi gösterir.
Michael’in aile problemi olduğundan bahsetmiştim. Kendisi bu sebeple ilgili terapi gören bir karakter. Hatta oyun, en başından size bir terapi seansı gösteriyor. Daha sonrasındaysa terapiye gidip gitmemek sizin elinizde olan bir durum. Giderseniz şayet, her defasında terapistin size verdiği tavsiyeye uyup uymayacağınız soruluyor ve vereceğiniz cevaba göre tepkiler değişiyor.
Bunun dışında ailemizden sağlam trip yediğimiz bir dönemde tek tek hepsini telefon rehberine girip aradım ve kızımız dışında kimse telefonu açmadı. Michael’da aile problemleri üzerine kızıyla uzun bir süre konuştu. Ve sonrasında durum hakkında karşılıklı mesajlaştı.
Daha doğrusu biz mesajlaştık. Yani karakterlerin karakter olduğunu, aslında yaşadığımız büyük maceralar dışında dönen bir dünya olduğunu Rockstar bundan daha iyi hissettiremezdi. Hayatın akıp geçtiğini ve orada, Los Santos’ta gerçek insanlar olduğunu bu ufak detaylarla beraber çok çok iyi hissediyorsunuz. Hatta bunu şu şekilde ufak bir teste de tabii tutabilirsiniz.
Üç, dört kişi takılan, yolda gördüğünüz sert bir grubun yanına gidin ve onlara bakın. Sadece bakın. Bir süre sonra, “ne bakıyorsun birader,” seviyesindeki cümlelerini işiteceksiniz. Zaten o esnada tepki verirseniz (sağ yön tuşuyla diyalog kurabiliyorsunuz) kavga çıkması kaçınılmaz bir hal alıyor. Üstelik bu sefer kavgayı direkt başlatan taraf da NPC’ler oluyor. (NPC zulmüne son!)
“Tekniğin çok iyi evlat.”
GTA 5 kaplama detayı olarak ele alındığında günümüzün sağlam yapımlarından daha geride kalıyor. Ancak teknik, sadece kaplama kalitesiyle ölçülebilir bir şey değil. Bunu en iyi anlayacağınız an, Los Santos tepelerine çıkıp, yol kenarından geçen arabaların sesi eşliğinde şehrin gece manzarasını seyrettiğiniz an olacak. Uzak çizim mesafesi konusunda sınırları zorlayan Rockstar, GTA 5 ile gene kendini aşmış.
Bu kadar grafiğe, bu kadar geniş çevreye, bu kadar ufak detaya rağmen; hem dolu bir şehir yaratabilmek, hem bunu gösterebilmek, hem de bunları loading ekranı olmaksızın aktarabilmek, günümüzde her firmanın yapabileceği bir şey değil. Oyunun en başındaki loading ekranı dışında, oyunun ara sahnelerinden tutun da mekan geçişlerine kadar hiçbir yerde herhangi bir loading ile karşılaşmıyoruz.
Zaten Rockstar bu gücünü de kullanarak ara sahnelerini oynanışla iç içe geçirmiş ve daha etkileyici bir anlatım yakalamış. Ara sahnelerin başlangıcı ve bitişi oldukça yumuşak geçişlere gebe. (MGS4 oynayanlar gözlerinde canlandırmışlardır.)
Teknik anlamdaki kuvvetin yanında hoşuma giden bir detayı daha paylaşmak istiyorum. Artık görev esnasında müzik çalıyor. Bahsettiğim radyo müziği değil. Oyun için bestelenen, göreve uygun müzikler çalıyor. Konsepte inanılmaz yakışan bu müzikler, bir soygun görevi öncesinde sizi anında havaya sokuyor. Seri adına olması gereken bir gelişme sonunda GTA 5’te gerçekleşmiş.
Müzik demişken radyo kanallarının da taş gibi yerinde durduğunu söylemeliyim. Sayıları artmış ve müzik çeşitliliği de inanılmaz iyi. Yani aslında bir sürpriz yok, her şey olması gerektiği gibi, GTA kalitesinde.
“Bir ileri, bir geri.”
GTA 5’in üst düzey bir yapım olduğu şüphe götürmez bir gerçek. (Her ne kadar bizim ofiste aksini düşünenler olsa da.:)) Ancak bazı konularda beni üzdüğünü yazı içerisinde hissetmişsinizdir. Özellikle GTA 4 ile beraber gelen görev kalitesindeki bu bir adımlık geriye gidiş ve tempo kaybı beni GTA 5 adına en çok üzen durum oldu. Fakat açık dünya oyunu olarak ele alındığında ‘manyaklık’ derecesindeki detaylılığıyla GTA 5 gibi bir oyun, kaçırılmaması gereken nadide bir çiçeğe dönüşüyor. Michael, Trevor, Franklin bahane, GTA 5 şahane sevgili okurlar. Oyun dünyasında az rastlanır bu yapımı denemeden es geçmeyin, bir oyuncunun ucundan da olsa muhakkak oynaması gereken bu yapımı kaçırmayın.
Kehanet Köşesi: GTA 5 PC’ye çıkacak mı?
İncelememiz bitti. Ancak konsol sahibi olmayan oyuncuların burukluğu dinmedi. Rockstar, reva mı bu senin yaptığın? Ne olur tüm platformlara aynı anda çıkarsan şu oyunu? Neyse efendim serzenişimiz bir yana GTA 5’in PC geleceği hakkında hala net bir açıklama yok. Ortada milyonlarca söylenti var ama sonuçta bunlar sadece söylenti. Ve evet, ben de bugün bu söylentilere bir yenisini daha ekleyeceğim.
İnanıyorum ki GTA 5, PC’ye çıkacak. (Bir Read Dead Redemption vakası daha olmaz.) Çoğu oyuncu da bunun farkındadır zaten. Asıl soru, “Ne zaman çıkacak?” İşte bunun cevabı için bir kehanette bulunabilirim. Bana kalırsa 2014’ün Şubat-Mart-Nisan üçlüsünden birinde GTA 5’i PC’de göreceğiz. Üstelik sadece PC’ye değil, PC ile beraber yeni nesil konsollarda da kendisini görebiliriz. GTA Online gibi ayrıca üstünde durulan uzun soluklu bir online deneyimin önümüzdeki haftalarda geleceğini düşünürsek GTA efsanesi PC’de olduğu gibi yeni nesilde de devam edecektir diye düşünüyorum. Üstelik yeni nesil konsolların ikisinin birden PC tabanlı olması, PS4 ve Xbox One’a oyunun oldukça kolay adapte edilebileceğinin bir göstergesi.
Gerçi her yerde okuyorsunuzdur ama bir de ben bu konuda naçizane yorumumu belirtmek istedim. Umarım gönülleriniz ferahtır. GTA 5’in PC’ye geleceği güne kadar sabır diliyorum. (Eğer tahminim tutarsa bir tatlı hediye edersiniz artık.:))