Daha önce tam anlamıyla büyük bir yapım diyebileceğimiz tek bir projeyle karşımıza çıkan Luminous Productions’ın geliştiriciliğini üstlendiği Forspoken, markanın arkasında Square Enix’in de olmasıyla ilk duyurulduğu zamandan bu yana meraklı gözlerin üzerinde olduğu, birçok farklı konudan gündem olan oyunlardan biriydi. Öyle ki oyunun grafikleri ve doğrudan geliştiricilerin söylemleri oyunun yeni nesle dair bir teknoloji demosu olabileceği, hem grafik hem de oynanış anlamında sektöre çağ atlatabileceği gibi iddialara sebebiyet veriyordu. Square Enix’in daha birçok şirket bu atılıma cesaret etmeden AAA oyunları için 70 dolar/euro fiyat politikasına geçmesi de Forspoken’in ön siparişe açıldığında ilk olarak fiyatıyla dikkat çekmesine neden olmuştu.
Forspoken, Luminous Productions ekibinin 2016 yılında piyasaya sürdüğü Final Fantasy XV’ten sonraki ilk oyunu olmasıyla da kafalarda soru işaretleri uyandırıyordu. Final Fantasy XV kesinlikle kaliteli bir yapım olsa da Forspoken ile aynı türe sahip olmamaları ve tamamen yeni bir IP olması nedeniyle kafalarda “Acaba?” sorusunun oluşmasına neden oluyordu. Keza Square Enix’in son yıllarda çıkarmış olduğu oyunlardaki ciddi başarısızlığı, Forspoken’in topuklarına daha yayınlanmadan sıkmış olabilirdi.
Tüm bu soru işaretlerini giderebilmek adına Square Enix’in sağlamış olduğu kod sayesinde oyuna erişme imkânı yakaladık ve sizler için inceledik. Tüm detaylarıyla Forspoken inceleme yazımız yayında!
Forspoken İnceleme
Benim son nesil konsollara girişim inFAMOUS Second Son ile olmuştu. Keza PlayStation 4’ün çıkış oyunlarından biri olan yapım o dönem konsolun gücünü yansıtma konusunda pek çok kesim tarafından zayıf görülmüş olsa da benim hâlen daha oynadığım başroldeki karakterin süper güçlere sahip olduğu en başarılı aksiyon/macera oyunlarından biri. Bu nedenle inFAMOUS Second Son, benim için aynı zamanda Forspoken’den beklentilerimi oluşturan yapımdı.
İlginizi Çekebilir: Dead Space İnceleme
Oyunları kıyaslayarak yanılgıya düşmek istemem ancak pek çok konudan Forspoken ile benzerliğiyle dikkat çektiği için başarılı sayabilmemiz adına bana göre Forspoken’in bundan tam 9 yıl önce çıkmış bir yapımdan çok daha fazlasını vermesi gerekiyor. Bu nedenle Forspoken’ı oynadığım anlarda pek çok farklı açıdan inFAMOUS Second Son esintileri almayı beklerken aslında bize tanıtılanla bile hiç alakası olmayan, belki de teknoloji demosu olarak kalması gereken bir yapımla karşılaştım.
Klişe Hikâye ve Cansız Dünya
Forspoken bu zamana kadar inceleme metnini yazarken en çok zorlandığım oyunlardan biri. Bu satırları karalarken bile oyuna nereden girsem diye kendi kendime defalarca soruyorum çünkü oyun birçok açıdan ciddi problemlerle karşımıza çıkıyor. Klişe olduğu kadar tutarsız hikâyesiyle başlayacağım. New York’tan gizemli bir şekilde taşınan Frey Holland, kendini Athia’nın nefes kesici topraklarında kapana kısılmış buluyor. Koluna büyülü olduğu kadar duyarlı bir bileklik sarılan Frey, Athia’nın geniş manzaralarında gezinmek için güçlü büyüler yapma ve büyü kullanma yeteneğini keşfediyor. Frey bu yeni yoldaşına Cuff adını veriyor ve eve dönüş yolunu bulmak için maceralara atılıyor.
Oyunun hikâyeyi anlatışı ne kadar ilgi çekici olsa da oyunu oynadığınız süre boyunca hiçbir noktada hikâyenin bu denli ihtişamlı olduğuna şahit olamıyorsunuz. Frey’e yeteneklerini sağlayan Cuff adındaki bilekliğe kavuştuğu ana dek tam olarak ne anlatmak istediğine dâhi karar verilememiş bir hikâye anlatımıyla karşılaşıyorsunuz. Bu da aslında bir noktadan sonra az da olsa kıpırdanan hikâyeye oyuncuyu çekme konusunda Forspoken’ı başarısız kılıyor ve daha çok geçmeden oyuna ve evrene olan ilgiyi ve odağı minimuma düşürüyor.
Forspoken’ın dünyası da bir o kadar cansız. Daha oyunun başlarındaki çevre karakterlerinin oyunculuk ve diyaloglarındaki zayıflık, hikâyenin asıl vurucu olduğunu düşündükleri Cuff ile buluşma anına dek dünyanın ne kadar gelişigüzel doldurulduğunu düşünmenize neden oluyor. Yine de bahsettiğim bu noktalarda Frey hâlâ güçlerine sahip olmadığından, oyunun en azından oynanış kısmının aradığım özlemi giderebilmesi umuduyla oynamaya devam edebildim.
İlginizi Çekebilir: Need for Speed Unbound İnceleme
Forspoken’ın dünyasında vaktinizi büyük ölçüde daha iyi eşyalar ve daha çok tecrübe puanı için birbirini tekrar eden yan görevler ve aynı düşman tiplerini öldürmekle geçiriyorsunuz. Bu bir noktadan sonra giderek can sıkıcı bir hâl alsa da oynanışa dair incelemenin ilerleyen kısımlarında değineceğim bazı noktalar sizi oyunda tutmak için yeterli keyfi sağlayabiliyor.
Bitmek Bilmeyen Ara Sahneler
Forspoken gerçek anlamda bitmek bilmeyen ara sahnelere sahip. Ara sahnelerin fazlalığından veya uzunluğundan asla yakınan biri değilim. Öyle ki Detroit Become Human, Heavy Rain ve Life is Strange gibi çoğunlukla ara sahnelerin hâkim olduğu oyunları oldukça seviyorum ancak bir oyunda bu denli ara sahne bulunuyorsa o noktada oyuncunun başıboş şekilde izlemesini beklemektense interaktif seçimler sunmak oyuncuyu oyunda tutmak adına oldukça önemli. Forspoken seçimler konusunda yer yer araya bir iki şey sıkıştırsa da bu seçimlerin hiçbirinin olay örgüsünde veya hikâyede etkisi olan sonuçları bulunmuyor.
Frey’in Cuff ile bağını kazanmasının ardından özellikle bazı sahnelerdeki diyaloglar oldukça iyi yazılmıştı. Kendi aralarındaki esprili muhabbetleri ara sahnelerin bu kadar fazla oluşunu problem olmaktan çıkarıyor olsa da bir noktadan sonra ister istemez “artık bırak da oynayayım” demeye başlıyorsunuz.
Oynanış Forspoken’ı Ayakta Tutan Nadir Şeylerden Biri
Forspoken şimdiye dek değindiğim pek çok alanda sınıfta kalsa da oynanış olarak farklı bir şeyler sunmayı başarıyor. Cansız açık dünyasında daha iyi eşyalar ve daha çok tecrübe puanı için oradan oraya koşturuyor olmak gerek hissiyat gerek kontrol rahatlığıyla oynamak için oyuncuya ekstra bir neden sunmayı başarıyor. Dying Light 2’deki gibi kompakt bir parkur deneyimi olmasa da haritanın bazı kısımları Frey’in sahip olduğu güçlerle parkur yapmanızı gerektiriyor ve bu kısımlar bazen teknik olarak can sıksa da genel hatlarıyla oldukça eğlenceli.
Keza Forspoken’da keyifli vakitler geçirmemi sağlayan etkenlerden bir diğeri de savaş sisteminde yatıyor. Dört farklı elemental büyüye sahip olan Frey, oyun boyunca bu büyüler arasında geçiş yapabiliyor. Her bir elemental büyü kendi içerisinde farklı açılabilir özel büyü ve saldırı seçeneklerine de sahip. Birçok farklı büyü ile savaşa farklı yaklaşımlar ile girebileceğimizi iddia eden Forspoken bu konuda bahsettiği kadar çeşitlilik sunamasa da oyunun savaş sistemindeki temposu ve bazı kombolar oldukça iyi hissettiren savaş ve görsel efektlere ev sahipliği yapabiliyor.
Grafik ve Performanstaki Problemler Can Sıkıyor
Forspoken özellikle çıkış öncesi yayınladığı sistem gereksinimleriyle de eleştiri oklarını üzerine almışken, oyunun grafik anlamında çağ atlatacağına dair ifadeler kulaktan kulağa söylenmeye devam ediliyordu. İlk tanıtıldığı dönemki grafiklerinin ardından yalnızca PlayStation 5 için yayınlanan demosunda büyük downgrade yediği fark edilen yapımın gerek performans gerek de grafik açıdan sıkıntılar yaşayacağı apaçık ortadaydı.
Çıkışının ardından oyunu PC üzerinden deneyimlediğimde performans sorunları beni şaşırtmasa da grafikler gerçekten şaşırttı. Bunu yer yer iyi anlamda söyleyebilirim çünkü oyunun dünyası pek çok açıdan etkileyici fakat ardı sıra giren bir ara sahnede birden grafikler yıllar önce çıkarmış oldukları Final Fantasy’den hâllice bir hâle bürünüyor. Oyunun bu noktada grafiklerdeki tutarsızlığı, ışıklandırma ve gölge anlamındaki eksikleri o kadar fazla göze çarpıyor ki bu durum bazen fazlasıyla rahatsız edebiliyor.
Performans noktasında da oyunun bazı problemleri var. Özellikle oyunu PC’de deneyimleyen kullanıcıların birçoğu dokuların yüklenmemesi nedeniyle birçok problem yaşadığını belirtse de benim bu konuda yaşadığım herhangi bir problem olmadı. Keza oyunu 2K Ultra’da nispeten rahat bir şekilde deneyimledim ancak benim anlamlandıramadığım nokta, RTX’i kapatmama ve oyunu yeniden başlatmama rağmen aldığım FPS değerinin RTX açık ile kapalı arasında hiçbir fark yaratmamasıydı. Bu tip performansa etki eden grafik değişiklikleri sandığınız kadar etki etmemesi nedeniyle nispeten daha eski sistemlerde oyunu oynamak oldukça güç hâline geliyor.
Forspoken, 24 Ocak tarihinde PC ve PlayStation 5 platformlarına çıkışını gerçekleştirdi. Deluxe Edition satın aldığınız takdirde oyuna gelecek yaz eklenecek olan yeni hikâye DLC’sine ve bu DLC’yi erkenden oynama imkânına sahip olabilirsiniz.
İlginizi Çekebilir: Victoria 3 İnceleme
Özetlemek gerekirse Forspoken gerek vaat ettiklerini verememesi gerek hikâyesinin yavanlığı gerek performans sorunlarıyla oyuncuların beklentilerinin büyük ölçüde altında kaldı. Square Enix’in son dönemlerdeki başarısızlığı Forspoken’le birlikte giderek büyürken, Frey ve eşsiz bilekliği Cuff ile Athia’nın açık dünyasına saatlerinizi gömmek için oldukça oyunsuz kaldığınız bir döneme ihtiyacınız var gibi görünüyor. Oyun hakkındaki görüşlerinizi aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili Turuncu Levye takipçileri.
İnceleme
Forspoken
Square Enix ve Luminous Productions yeni bir IP ile farklı bir deneyim sunmayı başarsa da Forspoken ne yazık ki beklentilerin fazlasıyla altında kaldı.
ARTILAR
- Detaylı Büyü Sistemi
- Kombolar ve Görsel Şölen
EKSİLER
- Hikâye ve Olay Örgüsü
- Performans Problemleri
- Tekrar Eden Yan Görevler
- Grafik Problemleri
Forspoken Fiyatı
En uygun fiyat için pek çok siteden bilgi alıyoruz..
Grafik kalitesi oyunların satışında fazlasıyla etkili olur. Fakat içi boş yapımlar her ne kadar reklamı yapılsa da başarılı olmuyor ve satışları nispetinde de bundan nasibini alıyor.