Diablo III’teki olaylardan 50 yıl sonra Cennet ve Cehennem arasındaki Sonsuz Savaş’ın hüküm sürdüğü, insanlığın hayatlarını yeniden inşa etmek için bir araya geldiği yerde, Sanctuary’de yıllarca hapsedilen, Nefretin Kızı, Sanctuary’nin Yaratıcısı, Kutsal Anne Lilith’in geri dönüşüne şahit olacağımız Diablo IV önümüzdeki hafta çıkışını gerçekleştirecek. Bir zamanlar melek sevgilisi Inarius tarafından Nephalem yavrularını korumak için hem melekleri hem de iblisleri katlettiği için hapsedilen Lilith, gücünü geri almak, insanlığın kalbini büyülemek ve dünyaya nefretini saçmak için yeniden Sanctuary’ye dönüyor.
Diablo’nun hack & slash oynanışı seriyi sadece Diablo evreninin hayranlarını değil, türe ilgi duyan oyuncuların da uzun yıllarca oynadığı bir oyun hâline getirmişti. Diablo IV için de aynı şeyi söylemek yanlış olmaz. Öyle ki gerek günümüz grafikleri gerekse yepyeni mekaniklerin ve sınıfların, oynanış özgürlüğünü ve deneyimi bambaşka seviyeye çıkarması bunun en büyük örneği.
Peki Diablo IV, tümüyle serinin önceki oyunlarına kıyasla bizlere neler sunuyor? Blizzard’ın sağlamış olduğu kod sayesinde oyuna erkenden erişme imkânı yakaladık ve sizler için inceledik. Tüm detaylarıyla Diablo IV inceleme yazımız yayında!
Diablo IV İnceleme
Diablo’yu daha önce oynamamış olsanız bile aynı türdeki farklı yapımları mutlaka oynamış ve Diablo mekaniklerine aşinasınızdır. Oyun sektörünün bu denli köklü yapımlarından biri olan Diablo, sayısız oyuna da ilham kaynağı olmayı başarmış durumda. Açıkça söylemek gerekirse Diablo’nun kemik oyuncu kitlesi kadar, karakterimin istatistiklerine ve özelliklerine – doğru bir deyim olur mu bilmem ama – sapık gibi bağlanan biri hiçbir zaman olamadım.
İlginizi Çekebilir: CONVERGENCE: A League of Legends Story İnceleme
Eğer konu Diablo ve hack & slash ise tek istediğim şey sabah akşam bir şeyleri katletmek ancak Diablo IV ile geçirdiğim onlarca saat bana şunu gösterdi ki gerek önceki Diablo oyunlarında gerekse bu türden ortaya çıkan oyunlarda büyük bir potansiyeli hiçe sayıyormuşum. Diablo IV bu noktada hem türün temellerine hem de Diablo’nun hardcore oyuncularının neleri iyi yaptığını en temel oyuncuya bile anlatacak bir biçimde yalın, sade ve bir o kadar başarılı olmuş.
Hikâye ve Evren
Diablo IV’ün hikayesinden incelemenin giriş paragrafında kısaca bahsetmiş olsam da biraz daha değinmek istiyorum. Diablo III’teki olaylardan 50 yıl sonrasını konu alan Diablo IV, yarattığınız karakterin, tarikatçıların hüküm sürmesi için cehennemin ateşli derinliklerinden çağırdığı Nefretin Kızı Lilith’i başrole koyarak serinin ve evrenin en önemli karakterlerinden birini oyuncularla buluşturuyor. Sanctuary dünyasındaki insanlık yani nephalemler, şeytanların istila ettiği topraklar arasında sığınak ararken, melekler ve şeytanlar arasındaki savaşı sona erdirmek için silahlarımızı alıp mağaralarda, zindanlarda ve mezarlıklarda iblisleri ve birçok farklı türdeki yaratıkları avlamaya çıkıyoruz.
Diablo IV’ün tabiri caizse hardcore oyuncuları hikâyeyi bu denli basite indirgediğim için bana kızabilirler ancak ne yazık ki inceleme boyunca oyunun hikâyesine dair beta sürecinde oynatılan 1. perde dışında daha fazla detay vermemize izin verilmiyor. Bu nedenle ana görev ve yan görevlerin yapısı dışında hikâyeye dair çok fazla detay veremeyeceğim.
Diablo IV’ün giriş bölümünü tamamladıktan sonra, ana bölümleri istediğiniz sırayla oynayabiliyorsunuz. Diablo 2 ve 3’e kıyasla ara sahneler ciddi ölçüde artmış durumda, bu da nitekim yeni oyuncuların evrene ve hikâyeye daha rahat hâkim olmalarını sağlayacak gibi görünüyor.
Sınıflar ve Düşman Çeşitliliği
Barbarian, Druid, Necromancer, Rogue ve Sorcerer olmak üzere her biri kendi buff’larına, ekipmanlarına, istatistiklerine ve sınıf içi farklı oynanış stillerine sahip beş sınıf arasından seçim yapabiliyorsunuz. Rakam olarak sınıf sayısı her ne kadar az görünüyor gibi gelse de bu beş sınıfta, karakterinizi diğerlerinden farklılaştırmanızı sağlayan sayısız uzmanlık bulunuyor.
Diablo IV’te en çok Rogue uzmanlıklarını merak ettiğimden, savaşa âdeta hiç girmeden gölgelerden işini bitiren ve gizlilik konusunda uzmanlaşmış suikastçı yaratmayı planladım ve Diablo IV’ün yetenek ve uzmanlık ağacı öyle detaylı ki aklınızda planladığınız sayısız oynanış kombinasyonunuzu doğru sınıfı seçtiğiniz takdirde karakterinize yansıtabiliyorsunuz.
Anlatırken bunlar küçük değişiklikler gibi gelse de Diablo’nun savaşlarındaki ihtiyaç duyulan taktiksel derinliği ekliyorlar, böylece sadece saldırı tuşuna tıklayıp, beceri rotasyonunuzu spamlamamış oluyorsunuz. Önceki Diablolara kıyasla çoğu düşman, karakterinizi sendeletecek ve hareketinizi kısıtlayacak yeteneklere sahip. Tüm bunlar, oyuncunun karakterinin yetenek ve uzmanlıklarını sıklıkla deneme-yanılma yoluyla değiştirmek istemesine ve geliştirilmiş eğlenceli ve tatmin edici bir savaş döngüsü oluşmasına olanak tanıyor.
İlginizi Çekebilir: Redfall İnceleme
Düşman çeşitliliği konusunda ise en azından oynadığım süre boyunca elbette farklı düşmanlar görsem de tam olarak beklentimi karşılamadığını söyleyebilirim. Eğer tüm bölgeleri ele alırsak elbette pek çok farklı düşman ve saldırı çeşidiyle karşılaşıyoruz ancak bölgelerin büyüklüğü göz önüne alındığında bir süre sonra sürekli aynı düşman çeşitleriyle karşılaşmanız mümkün.
Yetenek Ağacı ve Uzmanlıklar
Diablo IV, Diablo II’nin yetenek ağacı sisteminin bir benzerini kullanıyor olsa da bu sefer karakterinizi her zorlukta bir kez yeniden düzenlemekle sınırlı değilsiniz. Bunun yerine tüm oynanış stilinizi ve yeteneklerinizi değiştirmek için istediğiniz zaman tek bir beceri puanını veya hepsini iade edebiliyorsunuz. Erken seviyelerde bunu yapmak neredeyse birkaç altına mal oluyor olsa da karakterinizin seviyesini yükselttikçe fiyat artıyor. Bu kesinlikle büyük incelikle düşünülmüş bir sistem, öyle ki karakterinizi Diablo IV’ün oyun sonuna götürecek yapıya karar vermeden önce erken denemeler yapmakta büyük ölçüde özgür kılıyor.
Yetenek ağacının kısmen Diablo II ve Diablo III karışımı olduğunu söylemek de mümkün. D3’te sadece belirli seviyelerde belirli becerilere sahip oluyordunuz. Yani Arcane Orb almak için 5. seviye bir sorcerer olmanız gerekiyordu. Belirli seviyelerde yetenekler için “Rünlerin” kilidini açtığınızda o yeteneklerin çalışma mantığı da değişiyordu. Yani Frozen Orb rününü açmak için 55. seviye bir Sorcerer olmanız gerekiyordu, böylece Arcane Orb’u Frozen Orb olarak kullanabiliyordunuz. Bunun da ötesinde, pasif güçlendirmeleri seçmeniz gereken pasifleriniz vardı ancak yetenek ağacı hâlinde sunulmuyorlardı.
Yani uzun lafın kısası belirli becerileri güçlendiren veya belirli koşullara sahip düşmanlara karşı hasarı artıran benzersiz eşyalar buldukça yetenek dağılımınızı tamamen özgür bir şekilde değiştirebiliyorsunuz.
Blizzard’ın Diablo III’ün konsol sürümü için yaptığı önemli bir değişiklik, Diablo IV’te de kendine yer buluyor. Her sınıf, kendi kitinde yerleşik bir kaçma yeteneği ile geliyor. İlk başta bu yeteneği bekleme süresine girmeden önce yalnızca bir kez kullanabiliyorsunuz ve yaklaşık 5 saniye gibi uzun bir bekleme süresine sahip olması can sıkıcı olabiliyor, ancak karakterinizin seviyesini yükselttikçe, size ekstra kaçma yükü veren büyülü ve nadir botlar bulabiliyorsunuz.
Teçhizatlar ve Görünüm
Diablo IV’te içinde kaybolacağınız bir nadirlik sistemi ve bir istatistikçinin ağzını sulandıracak kadar çok sayı var ancak her daim yeni teçhizatlar toplamak ve karakterinizi daha iyi teçhizatlarla geliştirmek ve bunun görünüme olan katkısındaki hissiyat oldukça tatmin edici. Basit keşiflerden görevlere kadar yaptığınız hemen hemen her şey sizi ganimetle ödüllendiriyor.
Bu ister yeni bir silah, ister her yerde aradığınız bir zırh setindeki başka bir teçhizat parçası veya bazı şaşırtıcı bonuslara sahip rastgele bir aksesuar olsun, ayırdığınız vakit her zaman zahmete değdiğini hissettiriyor. Düşürdüğünüz teçhizat, sınıfınızla yani karakterinizle uyumlu değilse demircide sahip olduklarınızı geliştirmek için bu parçaları kaynak olarak parçalayabiliyor veya satıcılarda satabiliyorsunuz. Her oyunun kullandığı “burada herkes için bir şeyler var” lafı sanırım en çok Diablo IV’e yakışıyor.
Ek olarak, teçhizatların görünümünü değiştirebilme şekli de oldukça gelişmiş. Örneğin, bir zırh parçasını farklı göstermek için transmog sistemini kullanırsanız ve daha sonra sizin için daha iyi istatistiklere sahip bir teçhizat düşerse, bunu doğrudan karakter sayfasından önceki setinizle eşleştirebiliyorsunuz. Bu da karakterinin teçhizatı kadar görünümüne de önem veren oyuncuları tatmin etmek için birebir.
İlginizi Çekebilir: STAR WARS Jedi: Survivor İnceleme
Bu noktada teçhizatlarla ilgili eleştirmek istediğim bir husus var. Güç puanı diye belirtilen yeni bir sistem kısaca bir teçhizatın diğerinden daha iyi olup olmadığını belirlemenin hızlı ve etkili bir yolu olarak karşımıza çıkıyor ancak bana fazlasıyla basite indirgenmiş bir sistem gibi geliyor. Muhtemelen daha eski kafalı bir oyuncu olarak teçhizatlara daha fazla zaman ayırmak ve bir teçhizatın diğer teçhizata kıyasla istatistikler açısından kıyaslarına göz atmayı tercih ediyorum. Burada güç puanı dediğimiz yeni sistem devreye giriyor ve tamamen odağı üzerine çekip “Bu, sendeki teçhizattan daha iyi!” algısını aşılıyor.
İksir sistemi ise değinmeden geçmek istemediğim konulardan biri. Diablo IV’ün iksir sistemi, Diablo II ve Diablo III’te kullanılan sistemin nispeten karışımı gibi çalışıyor. Oynamaya ilk başladığınızda, karakteriniz üzerinde en fazla beş iksir taşıyabiliyor. Birini kullandıktan sonra herhangi bir bekleme süresi bulunmuyor ve düşmanları öldürerek veya bir boss’un sağlığını belirli eşiğe indirerek yeni can iksirleri düşürebiliyorsunuz. Karakteriniz bir iksirin üzerinden geçtiğinde Diablo III’te olduğu gibi otomatik olarak iyileşmiyor, bu da oyuncuya savaşlarda daha fazla strateji gereksinimi sunuyor. Karakterinizi geliştirdikçe iksirlerinizin gücünü yükseltebiliyor ve daha fazlasını taşıma gibi olanakları açabiliyorsunuz.
Craft Sistemi
Diablo IV oyunculara craft konusunda da büyük özgürlük ve olanak sunuyor. Şahsen Diablo IV’ün craft sistemini özetleyecek en güzel cümle “Basit göründüğü kadar derin, derin olduğu kadar basit”. Bir eşyadan efsanevi itemi çıkarıp o efsanevi eşyayı başka bir eşyanın özellikleriyle tekrar yaratabiliyor, iksirler aracılığıyla güçlendirmeler elde edebiliyor, bir eşyaya soket ekleyebiliyor ve eşyaları büyüleyebiliyor ve istatistikleri üzerinde değişiklik yapabiliyorsunuz.
Bunun yanı sıra özellikle Diablo Immortal’in P2W içerikleri düşünüldüğünde Blizzard neyse ki Diablo IV’te herhangi bir P2W içeriğe yer vermiyor. Satın alınabilir ve battle pass’e dâhil her içerik yalnızca kozmetik olarak oyunda yer alıyor.
Grafikler ve Gelecek İçerikler
Diablo IV, serinin geçmişteki oyunları bir kenara, günümüz oyunlarına kıyasla bile harika görünüyor ancak grafiklerin performans açısından bir bedeli var. Karakterler, düşmanlar ve ortamlar son derece ayrıntılı. Öyle ki birçok ara sahnede yüz animasyonlarının bile oldukça başarılı olduğunu görebiliyorsunuz.
Tüm bu detaylarıyla birlikte Blizzard, Diablo IV’e yakışır kasvetli görünümü korunmayı başarmış. Grafiksel açıdan bu denli başarılı olmasına rağmen performans noktasında nispeten sorun yaşatabiliyor. Oyunu yaklaşık 10 gün boyunca PC’den deneyimledim ve genel olarak performans tutarlı olsa da düşmanların kalabalık olduğu bazı sekanslarda yer yer FPS drop yaşadım.
Diablo IV, lansman sonrası içerik sunan bir battle pass’e ve mikro ödeme sistemli bir kozmetik mağazasına sahip olacak ancak Blizzard hâlen daha bunlar hakkında çok fazla ayrıntı yayınlamadı. Yine de şirket, geleceği belirlenen ve planlanan tüm içeriklerin oynanışa herhangi bir etkisinin olmayacağını, yalnızca kozmetik odaklı içerikler olacağının sözünü verdi.
Son olarak oyunun seride bir ilk olarak – Immortal’ı saymazsak – Türkçe bir şekilde geleceğini de belirtelim. Ne yazık ki çeviriye dair yorum yapmaya iznim yok ancak özellikle böylesine kült bir seriyi Türkçe deneyimleyebilmek, gerek evrene yeni oyuncular katmakta gerekse oyuncuların evrene daha iyi adapte olabilmesinde önemli rol oynayacak.
İlginizi Çekebilir: Resident Evil 4 İnceleme
Özetlemek gerekirse Diablo IV, seleflerinin hakkını verecek kadar eğlenceli, görsel olarak çarpıcı ve bir o kadar da sürükleyici olarak oyuncuların karşısına çıkıyor. Birbirinden farklı düşmanları öldürme, her defasında daha iyisi için yeni teçhizatlar toplama ve ardından çok daha güçlü ve kalabalık düşmanları alt etme üzerine kurulu temel oynanış, bunca yıl sonra bile hâlâ geçerliliğini koruyor. Ancak unutmayın, Diablo IV’te keşfedilecek şüphesiz çok fazla şey var. Oyun hakkındaki görüşlerinizi aşağıda yer alan yorumlar sekmesi üzerinden bizlerle paylaşmayı unutmayın sevgili Turuncu Levye takipçileri.
İnceleme
Diablo IV
Diablo IV şüphesiz pek çok açıdan seriyi taçlandırmakla kalmayıp, yılın en iyi oyunlarından biri olmayı başarmış.
ARTILAR
- Oynanış Çeşitliliği
- Yeni Yetenek ve Ustalık Sistemi
- Mekân Tasarımları
- Müzikler
EKSİLER
- Kısmi Performans Problemleri
Diablo IV Fiyatı
En uygun fiyat için pek çok siteden bilgi alıyoruz..