Assassin’s Creed Valhalla: The Siege of Paris DLC İnceleme

Ubisoft‘un merakla beklenen yeni Assassin’s Creed oyunu Assassin’s Creed Valhalla’nın ikinci büyük genişlemesi The Siege of Paris’i mercek altına aldık. Peki DLC bizlere neler sunuyor? Satın almaya değer mi? İşte tüm detaylarıyla Assassin’s Creed Valhalla The Siege of Paris DLC inceleme yazımız!

İlginizi Çekebilir: AC Valhalla İnceleme

Assassin’s Creed Valhalla The Siege of Paris

Assassin’s Creed Valhalla’nın temel oyununda oyuncular, sadık ittifaklar elde etmek için farklı bölgelerde bir dizi görevleri yerine getirmek durumundaydı. Bu müttefikler birbirinden bağımsız bir şekilde ayrı hikayelere ev sahipliği yapıyordu. Genel olarak bu hikayeler deneyimden uzaklaşma eğilimi göstermiyorlardı ama ana temaya da herhangi bir katkı sağlamıyordu.

Ne yazık ki, Assassin’s Creed Valhalla’nın The Siege of Paris DLC’si de tıpkı diğer etkisiz elemanlar gibi ana temaya herhangi bir katkı sağlamıyor. Oyunda oyuncular İngiltere’yi geride bırakacak ve tarihin en önemli olaylarından biri olan Paris Kuşatması’nı gerçekleştirmek adına Fransa’ya gidecekler. Karşımızda Wrath of the Druids’ten çok daha cesur ve temeli olan bir hikaye var.

İlginizi Çekebilir: AC Valhalla PC Sistem Gereksinimleri

Mistisizm ve uğursuzluklara odaklanmak yerine, The Siege of Paris, eski Assassin’s Creed oyunlarında olduğu gibi savaş ve siyasi entrikaları ele alıyor. Ne ara mistik varlıklarla savaşır hale geldik? Bilmiyorum… Genişleme Eivor’un gerçek bir suikastçı rolünü üstlenmesini sağlıyor. Hedefinize giden kanlı bir yol çizme seçeneğiniz olsa da bu DLC’de akılsızlığa yer yok.

Paris Hiç Bu Kadar Güzel Hissettirmemişti

DLC bazı harika görev dizaynlarını içerisinde barındırıyor ve söz konusu görevlerin daha yavaş ilerlemesi hikaye anlatımına gerçek bir gerilim katıyor. The Siege of Paris’in en iyi harita tasarımlarından birine ev sahipliği yaptığını ve sağlam bir karakter kadrosu barındırdığını da belirtmeden geçmek istemem. Harita, Wrath of the Druids genişlemesinin haritası kadar büyük değil, ancak hareketli Paris şehri ve çevresindeki kırsal alan yoğun bir ortam oluşturuyor.

Paris, yüksek binaları, sıkışık binaları ve ardından parkur fırsatlarıyla dolu bir şehir. Kırsal bölge tüm tipik yan görevleri barındırıyor: isteğe bağlı boss dövüşleri, düşman kampları ve eski kalıntılar. İlginç bir şekilde, bu konumların çoğu, genişlemenin Rebel Missions adlı yan görevlerine yedirilmiş. Prosedürel olarak oluşturulmuş bu görevler, Eivor’un kralın ordusunu taciz eden Fransız devrimcilerle güçlerini birleştirmesini sağlıyor.

Rebel Missions kendine has ödüller barındırıyor. Her ne kadar ilk başlarda bu görevler ilginizi çekse bile sonrasında tekrara düştüğü için istemsizce görmezden gelmeye başlıyorsunuz. The Siege of Paris, sadece ana hikayeyi takip etmeniz durumunda yaklaşık 10 saatlik bir deneyim sunmakta. Eğer yan görevleri de işin içine dahil ederseniz sizleri 15 saatlik bir içerik bekliyor diyebilirim.

İlginizi Çekebilir: Assassin’s Creed Valhalla: Wrath of Druids DLC İnceleme

Bazı güçlü yeni silahlar (tek elle kullanılan kılıçlar, İki elle kullanılan tırpanlar) ve zırhlar oyuna eklenmiş. Thor’un setine sahip olduğum için bunları denemek dışında pek kullandığım söylenemez. Tek elle kullanılan kılıçların ilk günden ana oyunla birlikte gelmesi gerektiğini savunan bir ben varımdır herhalde… Genişlemeyle ilgili tek sıkıntım, zaman zaman hayal kırıklığı yaratan teknik performanslar ve buglar.

Kral Çıldırmış Dediler?

Paris’in daha yoğun semtlerinde ve çevresinde gözle görülür ekran yırtılmaları ve kare hızı düşüşleriyle karşılaştım. Biraz utanç verici hissettirdi çünkü böylesine güzel bir şehri sorunsuz deneyimlemek isterdim. Umarım yayınlanacak bir yamayla bu sorunlar ortadan kaldırılır. Assassin’s Creed Valhalla: The Siege of Paris, temel oyunun hayranlarının kaçırmak istemeyeceği bir başka harika genişleme paketi.

Wrath of the Druids’in aksine, ikinci DLC gücünü eski Assassin’s Creed formülünden alıyor. Özlememişim dersem yalan olur. Suikast misyonları, gizliliğin ve aldatmanın yeniden moda haline getirildiği görmek sevindirdi. Hikayenin koyu tonu da keyfinize keyif katıyor. Daha ne olsun?! Peki ya siz Assassin’s Creed Valhalla The Siege of Paris DLC inceleme yazımız hakkında ne düşünüyorsunuz? Satın almayı planlıyor musunuz?

Düşüncelerinizi aşağıda yer alan yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın lütfen.